• Mağaza
  • Blog
  • Numeroloji
  • İletişim
0
florebo quocumque ferar
florebo quocumque ferar
0
florebo quocumque ferar
Felsefe

Kök Salmak: Zihnin Rüzgarından Kalbin Sükunetine Yolculuk

ilovci
YORUM YOK
20 Kasım 2024
3 Dakika
AĞAÇ_KÖKLER

“Eğer yeryüzünün zekasına teslim olsaydık, ağaçlar gibi kök salıp yükselebilirdik.“

Rainer Maria Rilke

Bir ağacın kökleri ne kadar derinse, dalları o kadar genişler gökyüzüne…

Biz de hayatın içinde böyle değil miyiz?

Köklerimizle toprağa sarıldıkça daha sağlam hisseder, dallarımızla hayallere uzanırız. Ama köklenmek sadece bir yere ait olmak değildir; aynı zamanda kendine, hayata ve evrensel bir düzene teslim olmayı öğrenmektir.

Hayatı anlamlandırmaya çalışmak bazen bir rüzgarı yakalamaya çalışmak gibi. Oysa rüzgarı avucumuzda tutamayız; sadece hissederiz, bırakırız ve onun varlığına güvenerek ilerleriz. İşte teslimiyet tam da budur: Kontrol etme çabasını bırakıp, hayatın doğal ritmine kendimizi bırakmak…

Gel şimdi gözlerini kapat ve bir anı hatırla. Belki bir sahil kenarındasın, dalgaların sesiyle huzur buluyorsun. Ya da belki sevdiğin bir ağacın gölgesinde oturuyorsun; yaprakların arasından süzülen güneş ışığı yüzüne vuruyor… O an, zihnin sessizleşir, sorular kaybolur. İşte bu, kendi merkezine döndüğün andır. O ağacın gövdesi gibi sağlam hissedersin kendini, çünkü yaşamın ritmini yüreğinde duyarsın.

Hayatta karşılaştığımız zorluklar, bizleri bazen rüzgarda savrulan yapraklar gibi hissettirebilir. Ama o yapraklar bile, bir ağacın parçasıdır. Düşse de, toprağa geri döner ve döngünün bir parçası olur. Tıpkı bizim de yaşadığımız her şeyin, daha büyük bir bütünün parçası olması gibi.

Köklenmek, bu döngüye güvenmektir. Zorlukların bizi büyüttüğüne, her deneyimin ruhumuza yeni bir katman eklediğine inanmaktır…

Bırak her şeyi akışına
Sorma sana getirisini…

Ağaçlar, Hermann Hesse

Bir anne düşünelim. Çocuğunu her sabah okula gönderirken, belki onun güvenliğinden endişe duyar değil mi? Bir yandan da çocuğunun kendi adımlarını atmasına izin vermek zorundadır. İşte teslimiyet burada başlar. Çocuğuna, onun yolculuğuna ve hayatın kendi düzenine duyulan bir güvendir bu. Bu güven, annenin kalbinde köklenmesine olanak tanır. Çünkü bilir ki, kontrol etmek yerine sevgiyle serbest bırakmak daha güçlüdür…

Ya da bir çiftçi hayal edelim. Tohumu toprağa eker ve güneşin, yağmurun, rüzgarın işini yapmasına izin verir değil mi? Toprağa olan inancı, sabrı ve güveni olmadan bir meyve alamaz. İşte biz de hayatı böyle ekmeliyiz: Sabırla, inançla ve akışa teslim olarak.

Köklerimiz ne kadar derinlere ulaşırsa, üzerimizdeki yükler o kadar hafifler.

Hayat bir nehir misali ve bizler onun kıyısında oturup akışını izleyen yolcularız… Ama bazen, o suyun içine adım atmamız gerekir. Su bizi nereye götürürse götürsün, onun bizi taşımak için var olduğunu bilmek, bizi hafifletir. İşte bu teslimiyet, bizi köklerimize döndüren şeydir.

Her sabah doğan güneş, bize yaşamın ritmini hatırlatır. Sonunda, gecenin karanlığına teslim olan gün, biraz zaman sonra yeniden ve yeni bir umutla doğar. Biz de işte böyle kendi içsel karanlıklarımızı kabullendiğimizde, ışığımız daha parlak olmaya başlar.

Evrensel akla teslimiyetin bilinci, burada başlar: Bütünlüğü hissederek, hayatın her bir anına köklenmek…

Bugün bir ağacın gövdesine yaslanın ya da bir dalganın sahile vurmasını izleyin… Hayatın huzurlu ritmini dinleyin ve kalbinizin derinliklerinden gelen o sessiz sesi duyun. Biraz dikkatli dinlersen o ses, sana köklenmenin büyüsünü fısıldıyor: “Teslim ol ve büyü. Hayat seni daima taşıyacak.”

Ve unutmayın, köklerimiz ne kadar derinse dallarımız o kadar özgürdür.

Bu içsel yolculuk sırasında, ruhunuza dokunacak bir melodiye ihtiyaç duyarsanız, La Vent Nous Portera şarkısını dinleyebilirsiniz. Noir Desir’in huzur veren melankolisinde kaybolarak, kendinizi daha derin bir teslimiyetle bulabilir, rüzgarın sizi taşımasına izin verebilirsiniz.

Çünkü tıpkı şarkının sözlerinde olduğu gibi: “Rüzgar bizi taşıyacak.”

Sevgiler.

Felsefe kalp köklenmeninfelsefesi rainermariarilke Zihin
Shares
Yorum Yaz
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki Gönderi

Agora (2009): “Öteki” Olma Bedeli Üzerine Bir İnceleme

Sonraki Gönderi

Kişisel Dönüşümün Beş Adımı: Kendine Doğru Bir Yolculuk

Sosyal Bağlantılar
InstagramPinterestSpotifyWebsiteYouTube
Kategoriler
Wellness
Yaşam Tarzı
Kültür Sanat
Öne Çıkan Gönderiler
Kentsel Planlama Sosyoloji

Kentlerin Hikayesi: İnsan ve Mekân İlişkisi

15 Aralık 2024
İklim Değişikliği Sosyoloji

İklim Adaleti ve İnsan Hakları: Geleceğimizin Ortak Mücadelesi

13 Aralık 2024
Edebiyat Felsefe

Oruç Aruoba’yı Anlamak: Şiirlerde Saklı Felsefe Üzerine Bir İnceleme

11 Aralık 2024
Etiketler
agora bütünselsağlık Denge edebiyat ekolojikyaşam evrenindili evrenselyasalar Felsefe film fizikselsağlık gelişim gezegenikurtar hedefler hypatia iklimadaleti iklimdeğişikliği iklimkrizi ilişkiler iskenderiyelihypatia içselhuzur kalp kent kitapinceleme kompost meditasyon mutluluk müzik Nefes numeroloji numerolojitarihi Permakültür Psikoloji ruhsalsağlık sağlık sessizlik sevgi seyahat sürdürülebiliryaşam Varoluş wellness Zihin zihinselsağlık Özfarkındalık çakrayoga özgürlük
Haber bültenimize abone olun

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Bunları da beğenebilirsin
NEFES
Felsefe Psikoloji Wellness

Hayatın İki Yüzü: Nefes ve Varoluşun Denge Dansı

3 Dakika
23 Mart 2024

Nefes… Hiç sessiz bir yerde tefekkür içerisinde nefesini dinlediğin, adeta nefesini yaşadığın bir zihinsizlik halinde bulundun mu? Nefes, yaşamın her alanında bulunan alma verme dengesinin vücudumuzda tezahür ettiği yaşam enerjisi.

Nefes dediğimiz kelime Arapça nfs kökünden gelen nafas “soluk” sözcüğünden gelmektedir. Nefes; aldığın ve verdiğin solukların bütünü, yaşamın fiziksel bedendeki tam karşılığı. Nefes alırken aynı an içerisinde nefesi alır ve nefesi veririz, an içerisinde nefesle doğar ve nefesle ölürüz…

yol
Edebiyat

Öz’e Dönüşün Hikayesi

2 Dakika
25 Kasım 2024

Gün henüz ağarmaya başlarken, odasına usulca süzülen ilk ışıklar onu uyandırdı. İçinde uzun zamandır adını koyamadığı bir boşluk vardı; öyle derin, öyle sessizdi ki bu boşluk neredeyse konuşur gibiydi. Kendine bir kahve yaptı, en sevdiği hırkayı sırtına geçirip dışarı çıktı. Ayakları onu hiç düşünmeden bir patikaya yöneltti; şehirden uzak, doğanın sessiz kollarına… Toprak yumuşaktı, sabahın …

Düşüncelerin Derinlikleri
Davranış Bilimleri Felsefe

Zihnin Derinlikleri: Var Olma Bilinci Üzerine Düşünsel Bir Yolculuk

2 Dakika
22 Mart 2024

Duyu organlarının hiç birinin var olmadığını, yalnızca nefes alıp verdiğini hayal ettin mi hiç? Mesela tat almıyorsun, koku duyamıyor, birine dokunduğunda hissedemiyor ya da etrafında olan biten hiç bir şeyi göremediğini ve duyamadığını hayal et. Yine de varsın. Değil mi? Kokuyu duyamasan da nefes alabildiğin için mi varsın sence yoksa düşünme yetini kaybetmediğin yani düşünebildiğin için mi?

Gizlilik Politikası. Copyright © 2024 created by Hamidincom
florebo quocumque ferar
  • Hakkımda
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
florebo quocumque ferar
  • Blog
  • Numeroloji
  • Mağaza
  • İletişim
Hakkımda

İlayda Avcı

Şehir plancısı & fotoğrafçı

Merhabalar, İlayda ben. Toplumsal dönüşümün, bireylerin özgür ifadelerinde var olacağına ve ancak tükettiğimizi üreterek gezegenimize katkı sağlayacağımıza inanan bir yaşam tutkunuyum.

0