Disiplin Yasası
Disiplin yasası, disiplin ve özgürlük arasındaki ilişkiyi derinlemesine ele alır. Disiplinin, özgürlüğe giden yolun temel taşı olduğunu ve bireyin iç ve dış özgürlüğünü nasıl etkilediğini vurgular. Ayrıca, disiplinin özünde, biraz daha fazla çaba gösterme, bir şeylerin derinine inme ve uzun vadeli hedeflere kararlılıkla yönelme vardır.
Disiplin, önceliklerin belirlenmesini ve her seferinde bir şeye odaklanmayı gerektirir. Bu, zaman ve enerjinin daha verimli kullanılmasını sağlar. Disiplin, zorluklarla başa çıkmayı ve bunların üstesinden gelmek için içsel bir motivasyon kaynağı olmayı sağlar. Bu, bireyin kendine meydan okumasına ve gelişmesine olanak tanır.
“Gerçek özgürlük, kendi iç disiplinimizi geliştirdiğimizde başlar.”
ABRAHAM LİNCOLN
Hayatta karşılaşılan zorlukların bir bataklığa benzetilmesi ve disiplinin bu bataklığı aşmak için gereken dayanıklılığı temsil etmesi önemli bir görsel imge sağlar. Bu, hedeflere ulaşma yolunda kararlılıkla ilerlemenin önemini vurgular.
Kalıplar Yasası
Biz insanlar hayatın içerisinde spontane davranma gücüne sahibiz, eski şeyleri yeni biçimlerde yapabilir, hayatlarımızı ve davranışlarımızı değiştirebilir, yeniden planlayıp yapılandırabiliriz. Ama doğal bir direnç bu olanağı sınırlar. Kalıplar oluşturma eğilimimiz hayati öneme sahiptir. Çocukluğumuzdan itibaren kalıpları gözlemleyerek, anne babamızdan taklit ederek ve uygulamaya koyarak dünyayı ve yaşamayı anlamayı öğrendik. 10 yaşına geldiğimizde, kalıpların gücü hayatımızın bir parçası haline gelmişti. Eleanor Farjeon’un yazdığı gibi; “Çocukluk döneminin olayları ve travmaları geçmez, onlar kendilerini mevsimler gibi yeniler.”
Kalıplar Yasası; öncelikle işlevsiz, negatif ya da yıkıcı alışkanlıklara, değiştirmeyi arzu ettiğimiz kalıplara hitap eder. Verdiği kararlardan tekrar tekrar dönme eğiliminde olan, başladığı işi tamamlayamama ya da başarısızlıkların tekrarlama kalıbına sahip herkes için önemlidir. Biz olayı yakından inceleyip, araya girip farklı bir şey yaparak kalıbı kırana kadar, her kalıp kendini tekrarlama eğilimi gösterir. (Sigara, alkol bağımlığı ya da yaşanan kişisel durumlar gibi)
“Değişim, kalıpları yıkmaktan başlar.”
Henry Cloud
Şimdi hayatınızda tekrarlanan bir kalıbı seçin. Bu kalıp ne zaman başladı? Başlangıcından bu güne dek, süreci net bir şekilde gözlemleyin. Yapacağınız hangi farklı şey, bu kalıbı kesintiye uğratacak kadar yeterli etkiye sahip olabilir? Mevcut öğrenilmiş kalıplarınızı bulup yıktıktan sonra gelecek olan değişim kaçınılmazdır.
Süreç Yasası
Süreç yasası, herhangi bir hedefe ulaşmak için adımların tek tek atılması gerektiğini söyler. Bu adımlar, hedefe giden yolu oluşturur ve atlanmamalıdır. Sonuç odaklı olmaktansa sürece odaklanmayı ve asıl süreçten sorumlu olduğumuzu anlatır.
“Biz seferden sorumluyuz, zaferden değil. Önemli olan doğru bildiğimiz yolda mücadele etmeye devam etmek, ne kadar uzun sürerse sürsün mücadeleden vazgeçmemek.”
Her adımın, kendi içinde bir başarı olduğu ve bu başarıların hedefe doğru ilerlemede motivasyon kaynağı olduğunu bilmek çok önemlidir. Bu nedenle, her adımın değeri önemsenmeli ve kutlanmalıdır.
Tüm sürecin, sadece sonuca ulaşma arzusundan daha önemli olduğu ifade edebiliriz. Yolculuk sırasında edinilen deneyimler ve öğrenilenler, hedefe ulaşmaktan daha değerlidir. Büyük hedeflere ulaşmak için küçük adımlarla sürece odaklı ilerlemek süreçten keyif almayı ve daha esnek bir başarı elde etmeyi sağlar. Büyük hedeflere ulaşmak için, mümkün olan en büyük adımların atılması gerekir ancak, bazen bu adımların küçük olabileceği ve önemli olanın ilerleme kaydetmek olduğunu gözden kaçırmamalıyız.
“Herhangi bir büyük başarının ardında, bir süreç vardır; sabırlı olmayı ve süreci takip etmeyi öğrenmek önemlidir.”
Ralph Marston
Denge Yasası
Denge yasası, denge ve evren arasındaki ilişkiyi kapsar. Dengeyi evreni bir arada tutan bir kuvvet olarak tanımlar. Bu, her şeyin bir denge içinde var olduğunu ve denge olmadan evrenin işleyişinin bozulabileceğini ifade eder. Temel benliğin ve bilinçaltının içsel fizyolojik dengeye büyük ölçüde etki ettiği, ancak yaşam tarzı ve bilinçli seçimlerin de dengeyi etkilediğini belirtir.
Denge yasası, insan zihnindeki çeşitli kutuplulukları ve çatışmaları vurgular. Bu, farklı içsel güçlerin ve eğilimlerin dengeyi etkileyebileceğini ifade eder. Fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal dengeye ulaşmanın, insan potansiyelini gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olduğunu ifade eder. Dual algımızın gördüğü zıtlıklarla dolu hayatlarımızda, ikiyi bir etme ve farklılıkları birleştirme, derin bir içsel denge ve bütünlük bilincine gelmek çok değerlidir.
“Hayat, denge kurma sanatıdır; bir taraftan diğerine geçmek, dengede kalmak ve ayakta durmak gerekir.”
Sorumluluk Yasası
Sorumluluk yasası, sınırları belirleyerek, başkalarına daha etkili bir şekilde yardım edebilir ve iş birliği içinde daha uyumlu ilişkiler kurabiliriz. Ancak bu, önce içsel dünyamızı düzenleyerek çatışmaları çözmemizi ve dış dünyayla daha uyumlu bir şekilde etkileşime girmemizi gerektirir. İlişkilerde dengeyi bulmak için uygun sorumluluk düzeyini belirlemeli ve farklı değerler, ihtiyaçlar ve öncelikler arasında denge kurmalıyız.
İç huzura ulaşmak için, evrenin genel yönetiminden vazgeçmek gerektiğini kabul etmeli ve içsel dengeye dayalı bir yaşamı benimsemeliyiz. Tıpkı Larry Eisenberg’in söylediği gibi, “İç huzuruna kavuşmak için, evrenin genel idareciliğinden istifa etmemiz gerekir.”
“Sorumluluk almak, başkalarını suçlamaktan vazgeçmeyi gerektirir.”
Thomas S. Monson
Seçimler Yasası
Seçim yasası, yaşamda yapacağımız seçimlerin önemine ve seçimlerimizin bizi nasıl etkilediğine odaklanır. İnsanlar diğer yaratıklara göre çok daha geniş bir seçim alanına ve gücüne sahiptir. Günlük hayatımız, özgür iradeyle yaptığımız bir dizi seçim ve uygulamadan oluşur ve bu seçimler bizi yönlendirir. Koşullarımıza bağlı olarak, seçim yapma gücümüzü ve genişliğimizi etkileyebilir. Ancak, zihin berraklığı ve sorumluluk bilinci, bu gücü artırabilir ve sınırlamaları aşmamıza yardımcı olabilir.
Seçimler Yasası, koşullarımıza nasıl tepki vereceğimizi seçme gücümüzü ve sorumluluğumuzu ifade eder. Bu yasa, yaşadığımız sürece asla yitirmediğimiz bir güçtür ve hayatımızı nasıl şekillendireceğimize dair bir rehberdir. Bağımlılıklar ve olumsuz alışkanlıklarla başa çıkmak için yapılacak ilk adım, hayatımızda dönüşüme uğratmaya karar vermektir. Bu, yeni bir yaşam tarzı veya davranış biçimi benimsemek için bir adım atmaktır.
“Hayatta karşılaştığımız en büyük özgürlük, nasıl tepki vereceğimize dair olan seçimlerimizdir.”
Viktor E. Frankl
Esneklik Yasası
Esneklik Yasası, esnekliğin önemi ve nasıl kullanılabileceği üzerinde durur. Esneklik, yaşamın zorluklarına ve değişimlerine direnmek yerine onları kabul etmeyi ve yapıcı bir şekilde kullanmayı içerir. Bu, yaşananları pasif bir şekilde kabul etmekten daha etkili bir yaklaşımdır. Esneklikle birlikte yaşamdaki birtakım zorluklara karşı dayanıklılık geliştiririz.
Esneklik, uyanık ve geniş bir farkındalık gerektirir. Her şeyi olduğu gibi kabul etmekle kalmaz, aynı zamanda onları benimseyip yapıcı bir şekilde kullanmayı da içerir. Bu yaklaşım engelleri ilerleme araçlarına ve sorunları fırsatlara dönüştürmekle birlikte zorluklarla karşılaşıldığında, esneklikle hareket ederek onları aşabilir ve büyüme fırsatına dönüştürebiliriz.
“Bir ağacın esnek olması, fırtınaları atlatabilmesini sağlar. Biz de hayatta esnek olmalıyız.”
Herhangi bir durumu veya olayı kabul etmek ve onu kendi yolumuza dönüştürmek, esnekliğin temel prensiplerindendir. Bu, sadece yaşananları pasif bir şekilde kabul etmek değil, aynı zamanda onları etkili bir şekilde yönlendirmek anlamına gelir.
Evrenin dillerinden biri olan ve yaşam yolumuzu aydınlatan bu kozmik yasaların rehberliğinin sonuna geldik. Bu yasalar hayatın her yerinde bizimle konuşuyor, yeter ki duymasını bilelim ki hayatımızda karşılığını bulsun ve hayata yeni bir gerçeklik yansıtsın.
Bu yazıma eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim, sevgiyle ve takipte kalın.